top of page

Ç - Türkçe - Lazca

Çharfi ile başlayan türkçe lazca sözcükler

 

 

ç
çabucak: manişa
çabuk: mani
çabuk çabuk: mani mani
çadır: skindura
çağdaş: (aydın görüşe sahip) simadgamantane
çağdışı: (aydın görüşe sahip olmayan) usimadgamantane
çağıltı: (gürültü) cgiala
çağırmak: ocox(in)u
(yukarı doğru seslenmek, yukarı doğru çağırmak: amacoxinu
yukarı tarafa doğru (ona) seslen/emtumani amucoxi)
(aşağıya doğru seslenmek, aşağı doğru çağırmak: gamacoxinu
yukarı doğru (ona) seslen/gemtumani gamucoxi)
(aşağııya doğru seslenmek: gelacoxinu
aşağı doğru (ona) seslendim/gemtumani gelavucoxi)
(yukarı doğru seslenmek: eşacoxinu
yukarıya seslendim/emtumani eşavucoxi)
(aşağı doğru seslenmek: elacoxinu
aşağıya doğru (ona) seslendim/gemtumani elavucoxi)
(bir şeyin altından veya alt tarafından yukarıya doğru seslenmek, yukarı mevkideki üst bir yere seslenmek: e3’acoxinu
o çatıdayken ona seslendim/ç’eris gexet’uşi e3’avucoxi)
(arkasına seslenmek, yüzüne doğru sertçe konuşmak: mok’ocoxinu
karşı tarftan seslen/melendo kamuk’ucoxi
yüzüme sertçe konuşma/nena (mo) mok’omicoxup)
(karşıdan karşıya veya karşılıklı seslenmek, karşıdan karşıya çağırmak, karşılıklı teyitleşmek, karşılıklı sözleşmek: ok’ocoxinu
mşkede buluşmak üzere teyitleşik/mşkeşa kok’ovicoxit)
çağırttırmak: ocoxinapu
çağlamak: (çağıldamak (sesteş)) oçaçxalu
çağlamak: (uğultu çıkarmak, dere, ırmak, nehir vb akışı veya akarken çıkardığı gürültü, gürültü (sesteş)) ocgialu
çağlamak: geçaçxalu
çağlayan: geçaçxaloni
çağrı: coxina
çakal: (erkek çakal) lap'arde
çakal: (dişi çakal) mk'yapu
çakıl: (yuvarlak deniz taşı, deniz çakılıl) kvanç’ala
çakıl: (kırılmış deniz taşı) t'axerk'vanç'ala
çakılı: (çakılmış, yerinden oynamayacak halde sertçe çakılı, çakılı, çakılmış (çekiç vb)) gamaç'k'aderi, meç’k’aderi
çakılı: (çakılmış) ç’k’aderi
çakıllık: kvanç’alapuna
çakmak: (çekiç vb nesneyle çakmak) meç’k’adu, oç’k’adu
çakmak: (çakılı olmak, yerinden oynamayacak halde sertçe çakılı olmak, verim vermemek, mahsul vermemek, ander kalmak (meyve vermemek) gamaç’k’adu
çalgı: gelaçamale
çalı: 3xik’i
çalı çırpı: 3xik’i
çalıntı: (çalınmış) xireri
çalışmak: oçalişu
çalışmak: (ağır bir işte çalışmak) oxandu
çalıkuşu: ç’urç’a
çalıntı: gamaxireri
çalışkan: maxande
çalkalamak: (çalkalamak, kibrit çakmak vb) onçaxu
çalkalanmış: nçaxeri
çalmak: oxiru
çamaşır: onaxuşi, onaxvali
çamlıköy: (hopa'da bir köy) p'eron(i)ti
çamur: t’alaxi, ğlep’i
çamur: (çamurlu toprak, çamur deryası) ç’anç’axi
çamurla(n)mak: ot’alaxu
çamurlaşmış: got’alaxeri
çamurlu: t’alaxoni, ğlat’eri
çamurluk: ç'anç'axepuna
çamursuz: ut’alaxoni
çan: t'angala
çanak: (kap, çanak, kaşık vb
türü mutfak eşyası) angi
çapa: toxi
çapa: (kazma) bergi
çapak: 3’irp’i
çapalama zamanı: (mayıs) k’inura
çapalamak: (kazma ile kazımak) obergu
çapalamak: (çepeçevre etraflıca çapalamak, seyreltmek (mısır vb), dolaştırmak) ogumu
çapalamak: (çapalama işlemi ile tarladaki bitkileri seyreltme işlemi, bitki temizleme ve seyreltme vb işlemleri yapmak) ok’inu, ok’ik’onu
çapalamak: (bellemek, bellenmiş toprak parçalarını çapalamak) omolu
çarçabuk: (ses çıkararak çarçabuk şekilde (sesteş)) cgialeri, mani mani
çarık: kalamani
çarpı: nuntxva
çarpılmış: montxeri
çarpışmak: ok’vaç’k’vidu
çarpmak: (değmek, isabet etmek) omat'u
çarpmak: (değmek) nantxu, onantxu
çarpmak: (vurmak, çarpma şekinde vurmak, vurma şeklinde itelemek) montxu
çarpmış: (değmiş) nantxeri
çarşaf: ejarçapule, gerçapule
çarşamba: cumaçxa
çarşı: noğa, bazari
çatal: 3afi
çatallık: oç’at’ale, o3afale
çatı: ç’eri, motva
çatlak: t'kva3eri
çatlamak: (çatlatmak, patlamak) ot’va3u
çatlattırmak: ot’va3apu
çatlayan: t’va3ura
çaycı: maçaye
çayi: çay
çaylık: çayluği, dixaçayi
çavdar: ç’vari
çavuşkuşu/ibibik: golamamuli, opampe
çekiç: languri, ç’ak’uci
çekirge: k’oli, mk'oli
çekirge kuşu: ğaç'o
çekmek: (yukarıya doğru çekmek) yonç’(in)u
çekmek: (asılmak, asılma suretiyle kendine doğru çekmek (yukarıdan aşağıya doğru)) me3’in3’u, o3’in3’u
çekmek: (giysi vb nesneyi aşağıya doğru çekmek veya indirmek, geri çekmek) mozdu, ozdu
(aşağıya indirmek (cansız/pantolon vb): gelazdu
pantolonu(nu) indir/ÅŸarvali gelizdi
donunu indir/ijdoni gelizdi)
(yukarıya kalmak, yukarıya kaldırmak (pantolan vb), isyan etmek: ke3’azdu
kafasını kaldırdı/isyan etti/dudi ke3’azdu)
(almak (yerden yukarı doğru kalmak), tempo attırmak (ayakla): yezdimu
tempo arttır/k’uçxe yizdi)
(yukarı çekmek: eşazdu
lambayı yak/lambas eşuzdi)
(yukarıya çekmek: elazdu
önlüğü yukarıya çek/onluği kelizdi)
(yukarıya kaldırmak: e3’azdu
saçım diklendi/toma e3’amazdu)
(uzatmak, yanlamamasına uzatmak: golonzdu
ayağını uzatma/k’uçxe mo golonzdip)
(kapatmak, kesmek (musluk vb), çevirmek (musluk vb), örtmek (perde vb): golozdu
perdeyi ört/perde golozdi
musluğu kapatma (çevirme)/musluği mo golozdup)
(aşağıya doğru çekmek (ip vb): mok’ozdu
tut ve çek (onu)/gyak’ni do mok’uzdi)
(sıkmak, kuvvetlice beraber halde sıkmak, sıkışmak, sıkıştırmak: ok’ozdu
boğazını sıktılar/qalis kok’uzdes
üzümü sık ve süz/qurz’eni ok’ozdi do don3iri)
(aşağıya indirmek (bir hedefi vb): ge3’azdu
dalı aşağıya indir de ye/qa ge3’uzdi do çk’omi)
((bir aradan) aşağıya doğru indirmek: geşazdu
dalı indir/qa geşazdi)
(aşağıya indirmek (lamba vb): dolozdu
lambayı kapa/lambanın düğmesini aşağıya doğru indir/k’oç’obis doluzdi)
(almak, kaldırmak (yukarıya doğru): yezdimu
tahtayı kaldır/pi3ari yezdi)
(yukarıya çıkarma/yukarıya çekmek (lamba vb): keşazdu
lambanın fitilini yukarıya çek/k’oç’obis keşazdi)
(yukarıya çekmek: elazdu
donunu yukarıya çek/ijdoni elazdi)
(bir şeyi yukarıya doğru kaldırmak: e3’azdu
başını kaldırmış/ti e3’azderen)
(yana doğru çekmek, yana doğru kapatmak (pencere vb): golazdu
pencereyi kapa/ote golozdi)
(ön taraftan çekmek, ön tarafından kaldırmak, ön tarafından çekilmek, ön tarafından kapatmak: go3’azdu
önümdeki kapıyı kapat/nek’na go3’amizdi)
(yandan veya arkadan kapatmak, yandan veya arkadan örtmek/çekmek: mok’azdu
kapıyı kapa (ört)/nek’na mok’ozdi)
(dışarı doğru çekmek, dışarı doğru açmak: moşazdu
çekmeceyi aç (çıkar)/çekmece moşazdi)
çelimsiz: (soluk benizli ve renksiz, çelimsiz insan veya yaratık) gamasap'areri
çelişki: p'aradoksi
çeltik: gumi
çember: k’alati
çene: çarbi
çengel: k’ok’ari
çerçeve: (resim çerçevesi) ramk’a
çerçevelemek: (çerçeve haline dönüştürmek) oramk’u
çerkez tavuğu: (yemek) 3'a3'ibeli
çekiç: languri
çekirdek: (meyva çekirdeği) k’urk’a
çeşit: ç’eşidi
çevik: zirmiç'i
çevirmek: oktu, goktu
çevirmek: (ters hale getirmek) goktu, golaktu
çevirmek: (çitle çevirmek, etrafını çevirmek, çembere almak) oğobu
çevirmen: (çevirici) magoktire, ma(o)ktepale
çevrik: golakteri
çevrilmiş: (çevrik) gokteri
çeyrek: naotxali
çhalalı: (hopa ve borçka arasında bir bölge ismi (düzköy+çifteköprü+subaşı) çxaluri
çığ: p’auri
çığıltı: (dere vb) çaçxala
çığlık: (çığlık atarak) 3’irori
çığlık ata ata: 3’irori-3’irori
çığlık atmak: o3'iru
çıban: pupuli
çıbanla(ş)mak: opupulu
çıbanlı: pupuloni
çık: gamaxti
çıkarmak: gamağu
çıkarmak: (canlı bir varlığıi kapalı bir yerden yukarı doğru çıkarma) goşaqonu
çıkarmak: (üretim faaliyetinde bulunmak) gamamalu
çıkarmak: (canlı bir varlığı içeriden dışarıya doğru çıkarmak) gamaqonu
çıkarmak: (canlı bir şeyi yukarıya doğru çıkarmak, canlı bir nesneyi kapalı bir yerden yukarı doğru çıkarmak) eşaqonu
çıkarmak: (içinden çıkarmak) eşamu, moşamu
çıkarmak: (içeriden dışarıya doğru seçip ayırmak, yukarıya doğru çıkarmak) eşağu/eşiğu
çıkarmak: (bir kişiye eşlik ederek onu yukarıya doğru çıkarmak (canlı)) elaqonu
çıkarmak: (içerisinden seçip çıkarmak, içerisinden çıkarmak) moşağu
çıkarmak: (ortaya çıkarmak, ortaya koymak, oluşmak) oxer3elu
çıkarmak: (zil sesi çıkarmak, zil çalmak) orak’alu
çıkış: (çıkma işine yarayan, çıkılması gereken, çıkması gereken) gamaxtimoni
çıkış: gamaxtima(le)
çıkış: (yukarıya doğru çıkış) extimapa
çıkmak: (yerinden çıkmak (kol vb), yerinden kopmak) goşastu
çıkmak: (dışarıya doğru çıkmak. çıkmak) gamaxtimu
çıkmak: (tırmanmak) yextimu, yolu, yelu
çıkmak: (yerinden çıkmak) gamalu
çıkmak: (yerinden çıkmak, araya sızmak, içine sızmak, içine girmek) goşalu
çıkmış: gamaxtimeri
çıldırmak: nosiş omt’inu
çılgın: (aklında yeller esen) estvineri
çılgınlaşmak: (çılgın hale gelmek, aklı başından çıkmak) estvinu
çınar: ç’adari
çıngırak: oran3’k’ironi
çıngırdamak: oran3'k'iru
çıplak: t’et’eli
çıplaklaş(tır)mak: (çırıl çıplak soymak) ot'et'elu
çıra: noxap’ule
çırpınmak: opatkalu
çıtlatmak: (kapı vb) ok'ank'u
çiçek: pukiri
çiçek açmak: (çiçekle(n)mek) opukiru
çiçeklik: pukirepuna
çiftçi: maxaçk(al)e, renciberi
çiftlik: (ahırlar topluluğu) bak'ok'obğale
çiğnemek: olağunu
çiğnemek: (ayakla çiğnemek, ayakla ezmek) oç'inaxu
çiğnenmiş: (çiğneyerek) lağuneri
çil: lobri
çilek: k'andğo
çim ağacı: nuzi
çimen: onuzure
çingene: çaçani, ç’ingyane, poşa
çirkin: uskvamela, mskva, va mskva, beti
çise: gomç’ima çiselemek: (çise yağması) gomç’imu
çit: (çeper) ğoberi
çivi: k’arfi
çivilemek: ok'arfu
çiz: (rastgele yaz, rastgele çiz, rastgele karala) ğari
çizgi: ğara
çizilmiş: (rastgele çizilmiş, karalanmış) ğareri
çizilmiş: (yırtık) gamağareri
çizme: şlap’i
çizmek: oğaru
çoban: mç'k'eşi
çoban çantası: 3an3a
çoban köpeği: (kafkas çoban köpeği) nagazi
çobanlaşmak: (çoban (gibi) olmak) omç'k'eşu
çoban üzümü: (yaban mersini) mç'k'eşqurz'eni
çocuk: (yavru insan, erkek evlat) bere
çocukça: (çocuğa ait) bereburi
çocukluk: beroba
çocuksuz: ubereli
çoğalmak: (üremek) omralu
çoğalmak: odidanu
çoğunlukla: didote
çok: dido
çoklukla: (çoğunlukla) didopete
çoluk-çocuk: bere bari
çorap: 3’inek’i
çömelmek: (dizleri üzerine çömelmek) gemk’usu, gyamk’usu
çömelmek: gyanç’u
çömelmek: (çökmek, yaşlanmak), takatten ve kuvvetten düşmek) gyamkvu
çöp: omç’e, pintala, pintgenomside
çöplük: pintepuna, pintalepuna
çubuk: k’et’i
çubuk: (değnek) biga
çubuk: (ince ağaç dalı veya filizi çubuğu) ç'epxe
çuha: çoxa
çukur: t'aponi
çukurlaşmak: doloqlant’u
çukurlaşmış: doloqlant’eri
çulluk: 3'k'akotume
çuval: çaxvia, t'urva
çünkü: (sebebi, nedeni) muşenido
çürük: (çürümüş) x3aperi
çürümek: ox3u
çürütmek: ox3apu

Please reload

Lazuri Doviguram

bottom of page