top of page

T - Türkçe Lazca

T harfi ile başlayan türkçe lazca sözcükler

 

 

t
tabak: saÄŸani
taban: (ineğin ayak tabanının sert yeri) kaçaçi
taban: (iki ayaklı ahşap iskemle, ayak tabanı) t’abu
tabi tabi: (evet evet) ko ko
tablo: noxant'e
tahrik etmek: bulaşmak (rahatsız etmek) elaçamu
tahsis edilmiş: (ayırılmış) meçkineri
tahsis etmek: (kendine ayırmak, kendine veya başkasına tahsis etmek, bilmek, yer seçmek) meçkinu
taht: (sandalye) orzo
tahta: pi3ari
tahta kurusu: k'orida
takas: (trampa) noktira
takas etmek: (deÄŸiÅŸtirmek) oktiru
takip etmek: (ardına devam etmek, ardı sıra takip etmek, peşinden devam etmek, ardından takip etmek) gotxozu, gyotxozinu
takmak: (asmak, takılmak, takmak, (elbise, para vb)) mek’idu
talih: bedi
talihsiz: bedigoç’veri
tamamı: mteli
tamamıyla: mtelixolo
tamamlamak: otamamu
tamir etmek: tamiriÅŸ oxvenu, on3'uranu
tane: 3'ali
tanıdık: (konuya vakıf) çkineri
tanımadan: (tanınmadan, tanınmamış) uçinapu
tanımak: oçinu
tanınan: (meşhur, tanınmış) çinoberi
tanınmış: çinaperi
taraf: k’ele
tarak: o3xoci
taralı: (taranmış) txozeri
taramak: o3xonu, otxozu
tarla: (evin uzağındaki tarla) qona
tarla: (evin yakınındaki tarla) ont’ule
tarla: (arazi) dixa
tartılmış: 3’ineri
tartışma: niza
tartmak: o3’inu
tasarruf etmek: (sıkmak, boğazını sıkmak) ok'ozdu
tasdik etmek: (onaylamak) ot’ast’ik’u
tasma: maguri
taÅŸ: kva
taşımak: (taşımak, sürünmek/sürüklemek (yerde sürünmek veya sürüklenmek)) otiru
taşımak: (götürmek) oğmalu
taşıma yeri: (taşınma işine yarayan) otirale
taşmış: (süt vb sıvını taşmış hali) yeperi
taşınmak: (yerli yerine düzeltmek, taşınmak, yeni bir yere taşınmak, yeni bir yere yerleşmek) obargu
taşınarak: (taşınmış) tireri
taşıttırmak: otirapu
taşlık: kvaepuna
taşmak: (süt taşması vb) yopu, yepu
tat: nostoni
tatlı: (fazla şekerli) loqa
tava: (tabak) t’ağani
tavan: (çatı) ç’eri
tavan arası: (çatı arası) on3xoni, o3xone
tavÅŸan: m3kvitura
tavuk: kotume
tay: paşat’i
tayfa: mazuÄŸe, mzoÄŸare
tecavüz etmek: (taciz etmek, takılmak) mak'idu
teferruatlıca: (inceden, inceden inceye) mç'ipaşaşi
tehlike: (yok olma tehlikesi, ölüm yehlikesi) ğuraşmedginoba
tehlikeli: oÅŸkurinoni
tekbir türlü: (aynı çeşit) ark’ereli
tekerlek: barbali
teker teker: 3'qanara
tekme: k'uski
tekrar: (bir sefer daha, bir kez daha vb) arçkvaxolo
tel: caç’vi
telkin etmek: (gönül almak) mendvalu
tellal: macoxine, mamqure
tembel: bunduri
tembih etmek: oçinadu
temiz: supta, paÄŸi
temizlemek: (süpürmek) okosu
temizlemek: opaÄŸu
temizlemek: (paspaslamak, döşeme vb tahtaları bezle temizlemek) ogricu, ogrişu
temizlemek: (bir cisimle kazıma suretiyle temizleme, kazılı şekilde temizleme (tabak, çanak vb)) oxak'aru
temizlemek: (keserek temizlemek (tarla vb), budamak/kesmek (diken vb)) onç’varu
temizlenmiÅŸ: paÄŸeri
temizlik: paÄŸoba
temmuz: (çürüntü, çürük ay) x3ala, çuruğayi
tencere: cuani
tenezzül etmek: (kendine yeterli görmek, kendine layık görmek) mek’ardu, nik’ardu
tepe: rak’ani
tepsi: t’epuri
ter: upi
tercüman: (çevrimci) magolokte
tereyağı: k’arak’i
terk etmek: (bırakmak, azat etmek, özgür kılmak, salıvermek, terk etmek) naşkvinu
terlemek: upiş geçamu
terlemiş: (terlemiş halde, terlemiş vaziyette) goup(on)eri, upi geçameri
terli: uponi
terli: (terlemiş, terlemiş halde) upi geçameri
terlik: çaştara, gebaz’ginaşe
ters: elakteri, golakteri, gamakteri
tescil etmek: (tescillemek) otescilu
teselli etmek: (telkin etmek, gönül almak) guriş mendvalu, guriş gondvalu
testere: xerxi
test etmek: o3adu
testi: (su testisi) kvan3'a
testis: qvaci
teşekkür: mardi
teşekkür etmek: mardişi otk(val)u, omardu
teşekkürler: (teşekkür sunma) mardoba
teÅŸkil etmek: (oluÅŸturmak) oteÅŸkilu
teyze: dadi
tez: (acil) ordo
tıklatmak: (kapı vb) ok'ank'u
tıp: medik'uri
tıpa: 3’upi
tırman: (ağaca çık vb) kexti
tırmık: bu3xi, pa3xi
tırmıklamak: (tırmakla tarla vb şeyleri düzeltmek, tırnaklamak) obu3xu
tırnak: bu3xa
tırnak kesmek: bu3xaş ok’vatu
tırnaklanmış: (pençe atılmış, pençelenmiş) goç'angeri
tırnaklı: bu3xoni
tırpan: 3ali
ticari: k'omer3iuli
tilki: meli
tirsi balığı: t’iri3’a
titizlenmek: gyam3’k’iru, omk’itu, otitizu
titizlenmiÅŸ: (titizlenmiÅŸ halde, titizlenmiÅŸ ÅŸekilde) gotitizeri
titremek: ok’ank’alu, oz’iz’ginu, otirtinu
titreyerek: k’ank’aleri
titreyiş: z’iz’gini
tohum: ç’k’emi
tok: (doymuş) z’ğeri
tokaç: p’ak’şi
tomurcuk: k'urump'i
tomurcukla(n)mak: ok'urump'u
top: (futbol topu) burti
toparlak: (top gibi, yuvarlak) busti
toparlamak: (konuşlanmak, yerli yerine düzeltmek, taşınmak, yeni bir yere taşınmak, yeni bir yere yerleşmek, yerleşmek, toparlamak (ev eşyası vb)) obargu
toplamak: (biriktirmek, fındık toplamak vb) ok’orobu
toplamak: dalından koparma suretiyle toplamak (meyva, çay toplamak vb) o3’ilu
(toplamak, bir cisim üzerindeki ürünü koparma şeklinde toplamak: go3’ilu
armut topla/m3xuli kogo3’ili)
(yandan toplamak, paralel istikamette toplamak, toplamak: gela3’ilu
paralel istikamette topla/ekineği topla/nap’iri kogela3’ili)
(toplamak, üsten/üstünden toplamak, üzerinden ara ara veya seyrek seyrek toplamak: geşa3’ilu
çayı topladılar/çayı üsten üsten topladılar/çayi kogoşa3’iles)
(çukur bir yerde toplamak, derince toplamak, derince koparmak (maydanoz vb), toplamak: dolo3’ilu
maydanozu çok derin toplamışlar (koparmışlar)/ç’iç’ami dido derini kodolo3’ilerenan)
(içinden toplamak, yer yer toplamak, toplamak: meşa3’ilu
fındığı topladılar/txiri kome3’iles)
(arka taraftan toplamak, yan taraftan toplamak, toplamak: mok’o3’ilu
arka taraftan topladılar/k’ap’ulaşk’ele komok’o3’iles)
(karşılıklı toplamak, karşı karşıya toplamak, beraberce veya bir arada toplamak, toplamak: ok’o3’ilu
tarlanın mısırını (hep beraber) topladılar/ont’uleşi lazut’i ok’o3’iles)
(ardı sıra toplamak, paralel istikamette toplamak, toplamak: gola3’ilu
çocuklar o bayır setin çayını güzelcene topladılar/berepek em gemti setişi çayi mç’ipaşaşi kogola3’iles)
toplanılacak: (toplanması gereken) o3’iluşi
toplanmış: (meyva vb) 3’ileri
toplantı: ok'oxtala
toplu iÄŸne: dolo3igale
topluluk: ok'obÄŸala
toprak: let’a
toprak: (arazi) dixa
toprak parçası: (kalınca toprak parçası (toprağı bellemeden sonra ortaya çıkan kalınca toprak parçası) k’ardi
topuk: mkuri
torun: mota
tosun: (yavru öküz) xocik'a
tökezlemek: obandalu
tökezleyerek: bandaleri
töngel (meyva): 3xemunt’uri
tövbe: (istiğfar) xarsuva
trabzon: trabuzani, t’amt’ra
tren yolu: treniÅŸgza
tulum: (muzik aleti tulum) guda, gudastviri
turp: bulek’i
tutmak: okaçu
(aşağıdan yukarıya doğru tutmak, yukarıya doğru yola koyulmak: amakaçu
mşke istikametinde yukarıya doğru yola koyuldu/mşkeşk’ele emtumani amukaçu)
(yukarıdan aşağıya tutmak, yukarıdan aşağıya doğru yola koyulmak: gamakaçu
mşke istikametinde aşağıya doğru yola koyuldu/mşkeşk’ele gemtumani gamukaçu)
(yandan tutmak, paralel istikamette tutmak: elakaçu
çocuğu tutmuş/bere kelikaçeren)
(altına tutmak, kucağında tutmak: e3’akaçu
kucağında (ellerinde) çocuğu tutuyor/bere ke3’uaçun)
(ortasına tutmak, ortaya sıkışmak, ortaya tutuvermek: goşakaçu
çocuk yatağa sıkıştı/çocuk yatağın ortasında sıkıştı/berek oncires kogoşikaçu)
(kucağında tutmak (çocuk vb), ön tarafında tutmak: go3’akaçu
kadın kucağında çocuk tutmuş halde geliyor/oxorcak bere go3’akaçeri mulun)
(iki elini çapraz şekilde tutmuş halde yapıştırarak tutmak, sıkılmak, daralmak, daral gelmek, kapalı yerde sıkıştırmak, kapalı bir yerde sıkışmak: meşakaçu
çakalı dağda sıkıştırdılar/mk’yapu germas komeşakaçes
çocuk evde çok fazla sıkıldı/berek oxoris dido komoşikaçu)
(kapalı bir yerde kapatarak tutmak, sıkılmak, daral gelmek: molokaçu
çocuk evde cok sıkıldı/berek oxoris dido komolikaçu)
tutmak: (elinden veya kolundan tutmak) gyak’nu
tutuklamak: oç'opu
tutuÅŸturmak: (yakmak, ateÅŸ veya sigara tutuÅŸturmak vb) nodvinu, odvinu
tutuşturmak: (tutuşmak, alev almak) men3’u
tutuÅŸturmak: (odun vb) mogzu
tutuÅŸturmak: (ateÅŸ, odun vb ÅŸeyleri yakmak) goÅŸogzu
tutuÅŸturulan: (tutuÅŸturma iÅŸine yarayan, gitme iÅŸine yarayan) ogzala
tutuÅŸturulmuÅŸ: (tutuÅŸturulmuÅŸ odun) mogzeri
tutuşturulmuş: (yakılmış) goşogzeri
tuvalet: oz’gumale, çeçme
tuz: cumu
tuzlamak: oncumoru, oncumonu (balık vb)
tuzlanmış: cumo(ne)ri
tuzlu: (tuzu fazlaca, tuzu fazla olmuÅŸ (yemek vb)) m3'utxe
tuzluk: oncumale
tuzsuz: uncumeli
tüccar: mak'omer3iale
tüfek: t’ufeği
tükürerek: ç’k’valeri
tükürmek: (tükürmek, inekleri yemleme sağma vb işlemler) onç’valu, monç’valu
tükürük: lenç’k’va, ç’k’vala
tülbent: (peştemal) go3’ak’iru
tümsek: tumbi
tümsek: (evin arka tarafındaki bayır tümsek) jimok’a
türeyen: mralura
türk: turki
türkçe: turkuli
türkiye: turkia
türkü söylemek: (şarkı söylemek) obiru
türkü: birapa
türkücü: mabir(al)e
türleme haliyle: nik'aleri
türlemek: onik'alu
tütün: tutuni
tüy: (kanatlı hayvanların tüyü) bundğa
tüy: toma
tüy: (güvercin tüyü) bumbuli
tüylemek: (bolca tüylemek, bolca tüylü olmak) obonz'olu
tüylenmek: (tüylemek, yolmak) obundğolu
tüylü: tomoni
tüylü: (çok fazla tüylü, uzunca çok fazla tüylü) bonz'ola

Please reload

Lazuri Doviguram

bottom of page