top of page

G - Türkçe Lazca

G harfi ile başlayan türkçe lazca sözcükler

gaga: k’ik’ili
gagalamak: oz'angu, me3xank’u, o3xank’u
gagalanmış: me3xank’eri
gagalamak: go3xank'u
gaga vuruşu: z’angapa
galip: (kazanan, başaran, kazanıcı) macginale
gamze: doloqvant’a
gamzelenmek: doloqlant’u
garanti: garant'uri
gardırop: dolokunale
garipleÅŸmek: (maÄŸdur olmak, garip olmak) oÄŸaribu
gaye: noÄŸira
gazete: gazeta
gazeteci: magazete
gebermek: oxro3ku
gece: seri
gece–gündüz: seri dğaleri
gecelemek: (geceye kalmak) olimcu
gecenin ortası: seroşkena
geç: yano
geç: (geç kalmış halde) diyaneri
geçen(lerde): (zaman birimi olarak geçenlerde) t’okseri(s)
geçici: (geçici olarak) elerte
geçim: me3’k’apura
geçim kaynağı: nafak'a
geçinmek: oskedinu
geçit: golaxtimale
geç kalmak: (gecikmek) oyanu
geçmek: (karşıya geçmek, karşı tarafa geçmek) mek'axt(im)u
geçmek: (önüne geçmek) go3’alu
geçmek: (aşmak, üzerinden aşırmak, üzerinden geçmek, üzerinden düşmek) ojilu, mejilu
geçmek: golaxtimu
geçmiş: (geçmiş zaman) golaxtora
geçmiş: golaxt(im)eri
geÄŸirmek: bloqinu
gel: moxti
gelecek: moxtasunon
gelecek: (gelecek zaman) moxtanora
gelin: (nişan aşamasındaki gelin adayı) noğamisa
gelin: nisa, noÄŸamisa
gelin: (bir kadının erkek kardeşinin hanımı) nisağa
gelin alayı: maqare
gelincik balığı: fanisa
gelir: mogapa
geliÅŸ: moxtimu, moxtimapa
geliş: (geliş göstergesi) moxtima
geliÅŸkin: mordale
gelmek: moxtimu
gelmek: (habersiz ÅŸekilde aniden bir yere gelmek) amat'k'va3u
gelmek: (işe yaramaz hale gelmek, kullanılmaz hale gelmek) oplaşku
gem: aÄŸviri, gem
gemi: k’aravi
genç: ağanmordale
gene: xolo
genel: generaluri
genelde: (çoklukla, çoğunlukla, çoğu zaman) ekseri
genellemek: ekseru
genellikle: (genel olarak) didopete
geniş: mçire
genişlemek: (geniş alana yayılmak vb) omçiru
geniz: xurxi
geniz: (gırtlak) xunç'k'uli, xixint’oni
genizle(n)mek: oxurxu
gerçek: mtini, 3’ori
gereklilik: dvaç'iroba
gergin: gondvala
geri: uk’axale, uk'uni
geri almak: go3’oqonu
gerile gerile: (zorla zorla, istemeye istemeye, kasıla kasıla) ndri3’eri ndri3’eri
gerilerek: (işi ağırdan alarak, uyku sonrası gerilerek) ndri3’eri
geriye doğru: uk’unaxe, uk’axale
germek: (asmak) gonzd(in)u
germek: (ip germek vb) gondvu
getirilmiÅŸ: momaleri
getirmek: omalu, momalu, moÄŸu
((cansız) içeri almak, içeri götürmek, içeri getirmek: amağu
odunu içeri al/ odunu getir/dişka kamiği
otu ahıra al/tipi bak’is amiği)
((cansız) dışarı almak, dışarı çıkarmak, dışarı getirmek, dışarı götürmek: gamağu
odadan odun çıkarmışlar/odaşen dişka gamiğerenan
eşyaları dışarı çıkart/dolokunepe gale kamiği)
((cansız) çepe çevre çevirmek, çepe çevre çevrelemek, etrafını çevirmek: goğu
tarladaki lahanayı çepeçevre sarmışlar (etrafını sarmışlar)/ont’uleşi luqu koguğes
lahanayı çevirdiler/luqus koguğes/lahananın etrafını çevirdiler)
((cansız) aşağıya indirmek, aşağıya taşımak: gelağu
yük indirdim/aşağıya doğru yük taşıdım/oğmale kogelaviği
yemek indir/gyari kogeliÄŸi)
((cansız) yukarı çıkarmak, yukarı almak, yukarı götürmek, yukarı getirmek: keşağu
odunu yukarı doğru çıkardım/dişka emtumani keşaviği
yemeği çıkar (yukarı çıkar)/oç’k’omale keşiği)
((cansız) üzerine koymak, üzerine almak, üzerine koymak: gejadgu
sobanın üzerine gügümü koy/sobas k’uk’uma kogejadgi)
(çukur bir yere indirmek, dip bir yere indirmek, dip bir yere sokmak, derin veya kuyu bir yere indirmek, kapalı bir yere sokmak (el vb): doloğu
kuyuya elimi indirdim (soktum)/inç’es xe kodoloviği
elini sokma/xe mo doloÄŸap)
((cansız) aşağıdan yukarıya doğru çıkarmak: eşağu
gübreyi ne zorlukla yukarıya çıkardığımı bir bilseydin/mgvana muepeten na eşaviği ar kogiçkit’ik’on!
odunu çıkar (odunu yukarı çıkar)/dişka keşiği)
((cansız) yukarıya çıkarmak, yukarıya götürmek, yukarıya getirmek: elağu
e kızım, yükü çıkar(ıver)/e k’ulani, oğmale keşiği
baltayı aşağı indir/arguni keliği)
((cansız) arasından seçmek, ortasından çıkarmak, ortasından seçmek, arasından seçip çıkarmak, arasından seçip ayıklamak (ot vb): goşağu
mısırın içinde(ki) otu çıkardılar (temizlediler/seçtiler)/lazut’iş doloxe tipi kogoşiğes
otu seçip çıkardılar (ayıkladılar)/tipi goşiğes)
(almak (para almak, borç para almak vb), geri almak, önünden almak: go3’ağu
bugün osman’dan para aldım/bugün osmandan ödünç para aldım/andğa osmanişen para kogo3’avuği)
(engel olmak, mani olmak, ayak altına dolanıp bela olmak, musallat olmak: onağu, gonağu, gomağu
ey gidi çocuk bana ayak bağı olma/ey gidi çocuk başıma bela olma/ey gidi bere mo gomağer
ayak altında dolaşma/ayağıma dolanma/k’uçxes mo gomağer)
(getirmek: moÄŸu
bana su getir/3’k’ari komomiği)
(yüksek bir yerden yuvarlanmak, bayır bir yerden yuvarlanmak, rampa bir yerden yuvarlamak, rampa bir yerden dökmek, rampa bir yerden itelemek: mejoxu
odunu yuvarladılar/dişka komejoxves)
(arka tarafa veya başka tarafa aktarmak, arka tarafa veya başka bir yere getirmek (götürmek), güneşin batması, karşı tarafa veya karşıdan karşıya getirmek/götürmek: mok’ağu
evin altına toprak taşıdılar/oxoriş 3’ale leta mok’iğes
güneş battı/mjorak komok’uğu)
(yık(ıl)mak (ev vb), yüksek bir yerden yuvarlanmak, bayır bir yerden yuvarlanmak, rampa bir yerden yuvarlamak veya dökmek, rampa bir yerden itelemek, yıkılmak: mojoxu
ev yıkılmış/oxori mojixveren)
(bir araya getirmek, biriktirmek: ok’oğu
para biriktirdiler/geç’areri kok’oğes)
getirmek: (tekrardan konuyu gündeme getirmek) molaşinu
getirmek: moÄŸu
getirmek: (bir araya getirmek, toplamak) ok’ok’orobu
getirttirilmiÅŸ: moÄŸaperi
getirtmek: moÄŸapu, oÄŸapu
geveze: yangazi
geyik: mskveri
gezdirtmek: (süründürtmek) gotirapu
gezdirmek: gotiru
gezdir(t)mek: (gezdir(t)mek (canlı), araba gezdirmek) goqonu
gezi: golva, goxtima
gezmek: goxtimu
gezmek: (etraflıca çevirmek, karşı durmak, karşı durmak, diklenmek) ogulu
gıcırdamak: oç’k’iralu
gıcırtı: ç’k’iala
gıdaklamak: ok’ark’alu
gıdıkla(n)mak: oxit’inu
gıdım: ç’inç’qvala
gıdımlamak: oç’inç’qvalu
gırtlak: (geniz, boğaz) xurxi, xunç'k'uli
gibi: steri
gider: gondinapa
gidilmiÅŸ: xtimeri
gidiş: (gidiş yönü vb) xtima
gir: amaxti
giriÅŸ: amaxtima(le), amaxtimoni
giriÅŸmek: nodgitu
girmek: (üzerini kaplamak, üzerine kaplanmak (bitki vb), üzerini veya üzerine örtmek (battaniye vb), içine girmek (yatakta yorganın içine girmek)) moilu
girmek: (içeriye doğru girmek) meşaxt(im)u
girmek: (içeriye doğru girmek) amaxtimu
girmek: (içeriye doğru (ona) girmek (akıl vb), dellenmek) moşuxtu
girmiÅŸ: amaxtimeri
git: idi
gitmek: (arkasından gitmek) noqonu
gitmek: ogzalu
gitmek: olu
(içeri girebilmek: amamalu
bahçeye girebildim/ont’ules amamalu
odaya girebilir miyim bilmiyorum/odas amamaleni va miçkin)
(dışarı çıkabilmek, üretmek, üretim: gamamalu
dışarı çıkamadım (kabız oldum mıçamadım)/gale va gamamalu
bu sene ülke olarak çok üretmemiz lazım/an3’i oxen3aleşi oqopinot dido gamamaluşi voret)
(aşağıya indirmak, aşağıya inmek: gelamalu
aşağıya inemedim/3’ale va gelamalu)
(yukarı çıkmak, yukarı çıkarmak: keşamalu
bugün çok işimiz vardı ve onun için mşkeye çıkamadık/andğa dido dulya miğut’es do emuşeni mşkes va keşamales)
(girmek (dere vb), derin bir yere gitmek, derin bir yere girmek, çukur bir yere girmek, alt bir yer(d)e girmek, alt bir yere girdirmek, alt bir yere inmek, alt bir yere indirmek, kapalı bir yere sokmak (el vb): dolomalu
kazana elini indirme (sokma)/ç’uk’is xe mo dolumer
dere o kadar büyümüştü ki içine giremedik/ğali ek’o irderet’u ki va dolomales)
(yukarı çık(art)mak yukarı taşı(t)mak, yukarı tırmanmak: yemalu
ağaca çıkamadım/ncas va yemalu)
(yukarı doğru çıkarmak: eşamalu
yük çıkarmayı (yukarı doğru) bilmiyor musun?/oğmale eşamalu va giçkin i?) (yukarı doğru çıkarmak, yukarı çıkmak: elamalu
odunların yukarı çıkarılması lazım/dişka elamaluşi ren)
(önüne düşmek, önüne çıkmak, önüne rastgelmek: e3’amalu
yolda giderken önüme çıktı (düştü/yüzyüze karşılaştım)/gzas mevit’işi ke3’amalu)
(gezdirmek: gomalu
hopa’da fazla gezemediysen o zaman neden gittin oraya?/xopas dido va gogalu na em oras ek mot mendaxti?) 
(almak (süt vb), önünden almak, geri almak, önünden bir anda geçmek: go3’amalu
süt almamız lazım/mja go3’amaluşi voret)
(mok’amalu:karşıdan karşıya geçmek, karşı tarafa geçmek
dere o kadar büyümüştü ki, mşkeden kireçhaneye geçemedik/ğali ek’o dirderet’u ki mşkeşen keriçxanaşa va komok’amales)
(birikitirmek (para vb), bir araya getirmek: ok’omalu
para biriktirmeyi bilmiyor musun?/geç’areriş ok’omalu va giçkin i?) gitmek: oxtimu, mextimu, mendaxtimu
(içeri girmek: amaxtimu
eve girdi ve yemek yedi/oxoris amaxtu do gyari ç’k’omu)
(dışarı çıkmak: gamaxtimu
dışarı çık ve birazcık gez (dolaş)/gale kogamaxti do ar m3ika goxti)
(aşağıya inmek, aşağıya doğru inmek, aşağı istikamette inmek: gelaxtimu
aşağıya doğru indiler/3’alendo kogelaxtes)
(yukarıya çıkmak: keşaxtimu
dağa çıkıp odun kestiler/germas keşaxtes do dişka k’vates)
(kapalı bir yere inmek (girmek), derin bir yere inmek (girmek), çukur bir yere inmek (girmek): doloxtimu
dereye indiler (girdiler)/ÄŸalis kodoloxtes)
(yukarı çıkmak, yukarı tırmanmak: yextimu
ağaca çıktılar (tırmandılar)/ncas kayextes)
(yukarıya çıkmak: eşaxtimu
tepeye çıktılar/rak’anis keşaxtes)
(yukarıya çıkmak, yukarıya gitmek: elaxtimu
yukarıya çık (git)/emtumani elaxti)
(altına girmek (yük vb): e3’axtimu
yükün altına gir/oğmales ke3’uxti)
(gezmek: goxtimu
mÅŸkede gezdiler/mÅŸkes kogoxtes)
(önünden geçmek, /önden geçmek, önüne geçmek, geçmek, yarış yapmak: golaxtimu
ben hızlı gidemem beni geç (önüme geç)/ma manişa va malen, golamixti)
(önünden geçmek, önden geçmek, ön tarafın(d)a(n) geçmek, geçmek, önünden çekilmek: go3’axtimu
rak’anok’vaçxede giderken önüm(d)e(n) geçti ve gitti/rak’anok’vaçxes mevit’işi go3’amixtu do igzalu)
(gitmek, varmak, uÄŸramak: mextimu
bugün çarşıya inince dükkana da uğra/andğa noğaşa gextaşi mağazaşati komexti)
(içeriye girmek, kapalı bir yere girmek, girmek: meşaxtimu
fare deliÄŸe girdi/mtugik ÄŸormas komeÅŸaxtu)
(gitmek: mendaxtimu
hopa’ya gittiler/xopaşa mendaxtes)
(moxtimu: gelmek
gel buraya/ak komoxti)
(karşı tarafa geçmek, yandan geçmek, geçmek: mok’axtimu
karşıdaki eve gel (geç)/meleni oxorişa kamok’axti)
(kapalı bir yerden çıkmak, gizli bir yerden dışarı çıkmak: moşaxtimu
yılanlar yuvalarından çıkmışlar/3’i3’ilapek obğe mutepeşişen komoşaxterenan)
(bir araya gelmek, toplanmak: ok’oxtimu
bir araya gelip (toplanıp) imece yaptılar/ok’oxtes do noderi doqves)
(batırmak, saplamak (bıçak vb): goxunu
adama bıçak sapladılar/k’oçis xami kogoxunes)
gitmek: (beraberce, birbirine bitişik şekilde beraberce, birlikte beraberce gitmek, kendi kafasına göre gitmek) ok’omç’k’u
giy: (ayağına giy) muidvi
giymek: (giyinmek) dolokunu
giyin: dolikuni
giyinmek: (elbise giyinmek) dolokunu
giyinmek: (üst üste elbise giyinmek) gongrixinu
giyinmiÅŸ: dolokuneri
giyinmiş: (üst üste elbise giyinmiş) gongrixeri
giymek: (ayakkabı giyinmek) modvu, omodu
giysi: (gyecek) dolokunu
giysi kolu: xeşporça
gizem: (sır) şinaxa
gizlemek: (kamufle etmek) ompulu
gizlemek: (örterekten gizlemek, saklamak) otragu
gizle(n)mek: ont’k’ob(in)u
gizli: t'k'oberi
göbek deliği: ump’a
göbekli: (karınlı) korbaloni
göç: uçva
gök: 3a
gök gürlemesi: 3aşxon3a
gök gürültüsü: 3aşxon3a
gökkapısı: 3aşnek’na
gökkuşağı: run3xi
gök rengi: 3aşperi
göl: (su birikintisi) t’iba
gölge: lande
gölgele(n)mek: olandu
gömlek: porça
gömmek: doxvu
gönderi: cğonapa
gönderilmiş: cğoneri, go3'oncğoneri, mencğoneri
göndermek: (canlı bir varlığı göndermek) mendoçkv(in)u, oçkv(in)u
(içeri göndermek, içeri almak, içeri sokmak: amoçku
ineği içeriye alma/ineği içeriye gönderme (sokma)/puci doloxe mo amoçkumer)
(dışarı çıkarmak, dışarı almak, dışarı göndermek: gamoçku
danayı dışarıya çıkart/geni gale kogamoçkvi)
(göndermek, gezdirmek: goçku
çocukları gezdir/berepe goçkvi
araba kullanabilir misin?/mangana gogaçkven i?
) (aşağıya doğru indirmek, aşağıya doğru göndermek: geloçku
çocukları aşağıya doğru gönderdim/berepe gemtumani gelovoçkvi)
(derin bir yere sokmak, derin bir yere indirmek, derin bir yere göndermek, kapalı bir yere indirmek, kapalı bir yere göndermek, kapalı bir yere sokmak: doloçk(v)u
çocuğu dereye indirdiler (soktular)/ğalis bere kodoloçk(v)es)
(yukarıdan göndermek, yukarıya göndermek: eloçk(v)u
çocuğu yukarıya gönderdiler/bere jilendo keloçkves)
(yan taraftan göndermek, karşı tarafa getirmek veya göndermek, arkadan göndermek mok’oçk(v)u:
çocuğu göndermiş/bere komok’oçkveren)
(yukarıya doğru çıkartmak, yukarıya doğru göndermek: keşoçk(v)u
çocuğu yukarıya niye gönderdin/bere jile mot keşoçkvi
çocuğu ağaca niye çıkarttın/bere cas mot keşoçkvi)
göndermek: mencğonu, oncğonu
(aşağı doğru göndermek: gelancğonu
bana un gönder/mkiri kogelamincğoni)
(bir yere giderken birisinin önüne eşlik etmek: ge3’ancğonu
uzaktaki tarlaya gidiyorum, düş önüme (önüme katıl)/qonaşa mevulur, 3’oxle ge3’amancğoni)
(yukarıya doğru göndermek, paralel istikamette göndermek: eşancğonu
uzaktaki tarlaya bana yemek çıkart (gönder)/qonaşa oç’k’omale keşamincğoni)
(göndermek, paralel istikamette göndermek, yandan göndermek: mok’oncğonu
çarşıdan ekmek gönderdi/noğaşen mç’k’idi komok’oncğonu
karşıdan gönder/melendo komok’oncğoni
çarşıdan bana şeker gönder/noğaşen şekeri komok’amincğoni)
göndermek: ((haber göndermek vb), havale etmek (haber)) omçinu
gönül almak: (telkin etmek) ondvalu
görmek: (görünmek) oz’ir(am)u
görümce: oxrasule
görünüş: z'irapa
görüşme: z'irapa
gösteri: o3'ira
göstermek: o3'iru
göstermek: (yol yordam göstermek) osuv(er)u
göt: mundi
götü boklu: (aşağılama hitap şekli) mundik'ondoni
götürmek: omalu, oğmalu
götürmek: (canlı birini götürmek, ardına gitmek, ardına götürmek) meqonu
götürmek: oğu
götürmek: (canlı bir varlığı götürmek) oqonu
(içeriye doğru götürmek, içeri sokmak (canlı): amaqonu
çocukları içeriye soktular/berepe doloxe amiqones
inekleri ahıra almayı bilmiyor musun?/pucepe bak’is amaqonu va giçkin i?) (dışarıya doğru çıkartmak, dışarı götürmek (canlı): gamaqonu
çocukları dışarıya çıkardılar/berepe gale gamiqones
inekleri ahırdan çıkartmışlar/pucepe bak’işen kogamiqonerenan)
(etraflıca gezdirmek, gezdirmek, dolaştırmak (canlı): goqonu
o cocuk araba sürmeyi çok iyi biliyor/em berek, arabaşi goqonu dido k’ai uçkin
çocukları dışarıda gezdirdiler/berepe gale kogoqones)
(getirmek (canlı): moqonu
komşuları buraya getir/manz’agerepe ak komuqoni
o tarafa gezdir, bu tarafa getir bu demektir şimdi!/ekole goqoni, akole moqoni aya mu tkvala ren a3’i!)
(bir kişiye eşlik ederek onu aşağı doğru indirmek (canlı): gelaqonu
adam akrabasını mehmet’in evine indirdi/k’oçik mzaxali muşi memet’iş oxorişa kogeloqonu)
(canlı bir varlığı yukarıya doğru çıkarmak (canlı): eşaqonu
inekleri tarlaya (yukarıdaki tarlaya) çıkart/pucepe qonaşa keşiqoni
inekleri tarlaya (yukarıdaki tarlaya) çıkarttılar/pucepe qonaşa keşiqones)
(bir kişiye veya canlıya eşlik ederek onu yukarı doğru çıkarmak (canlı): elaqonu
keçileri yukarı doğru çıkar/txalepe keliqoni)
(yan tarafa (paralel istikamette) gitmek, ardı sıra gitmek (canlı): golaqonu
çocuklar öyle paralel istikamette (istikamet boyunca) gittiler/berepek eşo akirite golaqones)
(bir şeyi veya bir varlığı kapalı bir yerden yukarıya doğru çıkarmak: goşaqonu
yukardaki tarlada su çıkardılar (su buldular)/qonas 3’k’ari kogoşaqones)
(geri almak: go3’oqonu
köpeği ondan geri aldım/coğori kogo3’avuqoni)
(bir şeyi veya bir canlıyı kapalı bir yerden bulup yukarı doğru çıkarmak: moşaqonu
taşın altından dana burnunu (bulup) çıkardı/kvaşi tude(le) qap’a moşaqonu)
götürülecek: (götürme ile alakalı, gütürülmesi gereken, getirilmesi gereken, yük) oğmaluşi
götürtmek: (renk değiştirmek) oğapu
götürülmüş: (canlı biri götürülmüş) meqoneri
gövde: (endam) t’ani
göz: toli
gözeterek: (bakılmış, bakarak) menda3'k'omileri
gözetlemek: (göz ucuyla süzmek) oxosaru
(içeriyi gözetlemek, gözetlemek, bakmak: amaxosaru
çocuk ahırın kapısından ineklere baktı/berek bak’iş pencereşen pucepes amaxosaru)
(gamaxosaru: dışarıya doğru gözetlemek, gözetlemek, bakmak
pencereşen gale gamaxosaru/pencereden dışarıyı seyretti/pencereden dışarıya baktı)
(yukarıdan aşağıya gözetlemek, bakmak: gelaxosaru
aşağıya doğru (rampa aşağı) bakınıverdiler (bakındılar/baktılar)/gemtumani kogelaxosares)
(aşağıdan yukarıya doğru gözetlemek (bir hedefe doğru): e3’axosaru
beni neden aşağıdan yukarı doğru gözetliyorsun/neden bana aşağıdan yukarıya doğru bakıyorsun (bakınıyorsun)/mot e3’amixosarup)
(yukarı doğru gözetlemek, yukarı doğru bakmak, yukarı doğru bakınmak, aşağıdan yukarı doğru herhangi bir şeyi arama niyetiyle etrafı süzme niyetiyla bakmak, bakınmak: keşaxosaru
balkonda oturan kıza neden bakınıyorsun (bakıyorsun)/balk’onis na gelaxen k’ulanis mot keşaxosarup)
(üzerinde bakmak, üstünde bakmak, bir hedefin üzerine bakmak, bir hedefin üzerine gözetlemek: gejaxosaru
adam civcivleri gözetledi/k’oçik ç’uç’ulepes kogejoxosaru)
(derin bir yere bakmak, çukur bir yerden bakmak, kapalı bir yer(d)e(n) bakmak, kapalı bir yerden gözetlemek, kapalı bir yerden incelemek, kapalı bir yerden irdelemek: doloxosaru
kuyuya baktılar/kuyuyu incelediler/inç’es kodoloxosares)
(kapalı bir yere bakıp gözetlemek, gözetlemek, göz ucuyla bakmak: meşaxosaru
ahırı gözetlediler/ahıra göz ucuyla baktılar/bak’is komeşoxosares)
(bir arada bakmak, beraberce bakmak, karşılıklı şekilde bakmak, karşılıklı gözetlemek, karşılıklı incelemek: ok’oxosaru
birbirlerine karşılıklı bakındılar (baktılar)/artikartis kok’oxosares)
gözetme: menda3'k'omila
gözlem: 3'k'omila
gözlük: otole
gözü olmak: (herhangi bir şeyde gözü olmak) toliş oqopinu
gözüpek: (atılgan) toluşkurne
gözyaşı: çelamure
gramer: gramat'ik'a, nenaçkina
greyfurt: aranz'i
gri: brest'i
guatr: cerguli
guguk kuÅŸu: guguli
gurbet: k’urbeti, texi
gurur: dudmo3'onda
gübre: mgvana
güçlenmek: omencelu
gügüm: k’uk’uma
gül: dadali, gyuli, vardi
güldür(t)mek: (kahkata attır(t)mak) oxirxinapu
gülerek: z’i3ineri
gülerek: (kahkaha atarak) xirxineri
gülmek: oz’i3(in)u
gülmek: (gülmek, yüksek sesle gülmek, kahkaha atmak, kişnemek) oxirxinu
gülmek: (dişlerini göstererek sessiz şekilde gülmek, sırıtmak) moxrençku
gülünç: oz’i3inoni
gülüş: z’i3ina
gümrük: boji
gümüş: varçxili
gün: dğa
günah: gyunaxi
gündüz: (gündüzleyin) dğaleri
gündüzleyin: dğaleuri
güneş: mjora
güneşlenmek: omjoru
güneşli köyü: (hopa’da bir köy) 3’qaqina
güney: 3'alentuna
güney: (güneş alan mevki, güneş alan yer) omjore
güneydoğu: omjoreyulva
günlerce: dğadodğa
günübirlik: (gündüzleyin) ndğaleuli
günlük: ndğeri
gür: (taze) ladre
gürcüstan: gurcistani
gürcü: gurci, kortu
gürcüce: kortuli
güreş: cginale
güreşçi: mark'ine
gürlemek: (gök gürlemesi, gök gürlemek) oxon3u
gürüldemek: (su vb sıvının gürüldemesi) oçxrialu
güve: çiçi
güvelemek: (güvelenmek) oçiçu
güvelenmek: (tahta vb maddelerin güvelenip eskimesi veya çürümesi) oçinçolu
güvercin: t’oroci
güvercinli köyü: (hopa'da bir köy) buçe
güya: mitam
güzel: mskva
güzellik: mskvana, mskvanoba
güzelcene: (yakışarak, usulüne uygun) memskvaneri
güzelleşmek: (yakışmak) memskvanu, omskvanu

Please reload

Lazuri Doviguram

bottom of page